Anadolu, yüzyıllardır medeniyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu medeniyetlerin ortaya koyduğu eserler yapıldığı dönemin özelliklerini barındırmakla birlikte gelecek nesillerin tarihsel belleklerini de oluşturur. Altı yüzyıl Anadolu ve Balkan coğrafyasında hüküm süren Osmanlı Devleti, bu coğrafyalarda kalıcı olmak için sosyal amaçlı birçok mimari eser ortaya koymuştur.
1426 yılında Osmanlı padişahı II. Murad döneminde yapılan ve bulunduğu semte adını veren Bursa Muradiye Külliyesi; cami, medrese, hamam, imaret, çeşme ve kurucusunun türbesinden oluşmaktadır. Mezarlık bölümünde birçok şehzade ve saray mensubu defnedildiğinden zamanla çeşitli ilavelerle genişletilmiştir.
Külliye bölümlerinin geniş yapılarından biri olan medrese, Muradiye caminin batısında yer alır. On altı hücresi, sekizgen şadırvanlı revaklı avlusu ve yazlık dershane eyvanı ile tipik bir erken devir Osmanlı mimarisi özellikleri taşır. 1951 yılında restore ettirilen medrese binası, verem savaş dispanseri olarak kullanılmış günümüzde ise medresenin yeniden restorasyon ve kamuya kazandırma çalışmaları devam etmektedir.
Muradiye Külliyesi’nin Medrese bölümü üç boyutlu tasarlanarak sanal gerçeklik gözlüğüyle izlenebilir hale getirilmiş, yapılan modellemeler tarihsel gerçekliğe uygun bir şekilde tasarlanarak ortaya konmuştur.
Muradiye Külliyesi Medrese bölümü sahnesi, Umay Müze Tasarım ve Teknoloji Ajansının VR Kronos markasının kendi bünyesinde tasarlanan, uygulamaya dökülmüş ilk” sanal gerçeklik ile re-kreasyon projesidir.
Tarihsel gerçekliğe uygunluğun önemli bir bölümünü oluşturan projede kullandığımız referans kaynaklarımızın başlıcaları;